hakkımızda eğitimlerimiz referanslar makaleler iletişim
 
Makaleler - "Artık Şirket Karlılığından Yöneticiler Sorumlu Olacaklar…" (Rıfat Bayraç)
Bu başlığı okuduğunuz zaman aklınıza gelebilecek bazı sözcükleri duyar gibiyim.

Zaten Karlılığın sorumlusu yöneticiler değil miydi?

Günaydın! Biz bunu çok uzun zamandır söylüyoruz. Siz bunu yeni mi keşfettiniz?

Haklısınız. Yöneticiler hep şirketlerinin karlılıklarından sorumlu idiler. Haklısınız bu, bugün ortaya çıkmış yeni bir konu değil. Ancak yöneticilerin geçmişte sığınabileceği tüm mazeretleri elinden alındı. Dünya değişti ve biz de bu değişimlere ayak uydurduk. Dünya değişiyor ve bizim de giderek daha hızlı bir şekilde değişime ayak uydurmamız gerekecek. Geçmişte yöneticilerimizin mazeretlerinin haklı bir geçerliliği vardı ve onları geliştirmek, iyileştirmek için zamana ihtiyaçları vardı. Yöneticiler olarak bizler; maliyetlerimizi minimize ettik. Hatta kimi noktalarda fiyat pazarlıklarında aşırıya kaçıp ana tedarikçilerimizi kaybettik. Süreçlerimizde optimizasyona gittik. IK yöneticilerimizin tüm uyarılarına rağmen kritik noktalardaki personellerimiz de dâhil “Norm” kadro ile çalıştık. Kritik olmayan işlerimizin tümünü taşeron çatısı altındaki personele yükledik. Elimizde başka bir kart kalmadı, artık iş tamamiyle bizim yöneticilerimizin yönetsel yetkinliklerine kaldı. Artık şirketlerin kar edebilmeleri yöneticilerimizin ellerindeki tüm kaynakları en iyi şekilde yönetebilmeleri ile mümkün.

Bu durumda yöneticilerimizin yönetsel yetkinliklerini geliştirmek ve onları gelecekte olabilecekler için B, C ve hatta D planları yapmaya hatta bu planları değişen şartlara göre sürekli güncellemeye alıştırmamız lazım. Bu planları yaparken de yöneticilerimizin bilmesi gereken en kritik noktalardan birisi ise aldıkları kararların şirket bütününde gördüğü kabuldür. Çünkü çalışanlarımızın çok büyük bir bölümü “Y” kuşağı ve hatta yeni yönetici kadromuz “Y” kuşağından oluşmaktadır. “Y” kuşağı ile ilgili tüm yapılan araştırmalar bize bu kuşağın bizim tanıdığımız kuşağa göre dinamik olduklarını göstermektedir. Bunu en basitinden kadronuzun sirkülasyon oranından bulmanız mümkün. Yok tüm şirketin değil son üç senede şirketinize girmiş olan kişilerin sirkülasyon oranını irdeleyiniz göreceksiniz ki ortalamalarınızı yükselten işe yeni giren kişilerin sürekli devinimidir. Bu da bizi yönetim kadrosunun Liderlik becerilerini sorgulamaya itmektedir. Yönetim kadromuz gerekli yönetsel tavrı gösterip kurum için gerekli manevraları gerçekleştirirken acaba çalışanlarımızla bu konuları ne kadar iletişmekte ve onların bu kararların peşinden gelmelerini sağlamaktalar.

Gallup’un yaptığı bir araştırmada kurumlar açısından en büyük gelişim alanlarının çalışanların potansiyellerini performanslarına eşitlenmesi olarak tanımlamışlardır. Bizim çalışanlarımızın potansiyellerini artırmaktan öte, öncelikle her kademedeki personelimizin olan potansiyellerini performansa dönüştürme konusunda bir çaba içerisinde olmamız gerekir. Gallup’un yaptığı araştırmada evden çıkıp işe gelen bir çalışanın potansiyelinin performansa dönüşüm oranı % 50 dir. Yani kişi bir iş gününde performans olarak 100 verebilecekken 50 verebilmektedir. Bunun sebepleri olarak ASTD (American Society of Training and Development)’ da yapılan bir yuvarlak masa toplantısında iki temel parametre olarak tanımlanmıştır. Birincisi çalışanın kurumun gittiği yer ile ilgili hiçbir bilgiye sahip olmamasıdır. Yani çalışanlar kurum ile ilgili büyük resmi görememektedir. İkincisi ise biz gelişim duyan çalışanlarımıza evet eğitim aldırtıyoruz ancak kişinin ihtiyaç duyduğu koçluğu kendisinden esirgiyoruz. Kişi eğitimlere katılıp gerekli bilgiyi en iyi şekilde alsa bile iş hayatında bunu nasıl uygulayacağı konusunda yöneticisinden koçluk desteği beklemektedir. Maalesef ki bu desteği sadece çok kısıtlı sayıda yöneticimiz çalışanlarına sunabilmektedir.

Artık yönetim kademelerinde bulunan kişilerin görev ve sorumluluğu arttı; artık sadece işi yönetmek yetmiyor. İşi yönetirken aynı zamanda insanı da yönetmek, yönetirken Liderlik ve koçluk yapmak zorundalar. İşi yönetmek ile ilgili bölümde çok az iyileştirme alanımız kaldı. Hala yeterince dokunmadığımız kocaman bir alan var; tüm çalışanlarımız. Ve artık kurumu karlı kılmanın yolu insanın yani çalışanlarımızın performans ve verimliliğini, potansiyeline eşitlemekten geçiyor.

M. Rıfat BAYRAÇ
E&R Eğitim Kurucusu ve Eğitim Danışmanı
 
 
 
 
Copyright © enr.com.tr designed by Dijital Ajansım - CONTIVENT